İşi gücü Dalga Geçmek!
İŞİ GÜCÜ DALGA GEÇMEK
AMERİKAN TİPİ TRAWLER'LARDAN ESİNLENEREK
ÇİZİLEN VE BİR AİLENİN GAYRETLERİYLE
İNŞA EDİLEN DALGACI, EKMEĞİNİ DENİZDEN
ÇIKARANLARDAN... ÖZATALAY AİLESİNİN ÖNCE
HOBİSİ SONRA EVİ, İŞİ VE HAYATI OLAN BU
TEKNENİN HİKAYESİNİN ANA FİKRİYSE AZMİN GÜCÜ.
Yazı:ARZU VARICI ERSOY
Naviga
Foça'da gerek marinada bağlıyken gerekse karadayken gözleri tekneden başkasını görmeyen iki genç insana tanıdığım ilk günden beri kanım kaynamıştı. Doğa dostu, ellerinden her iş
gelen, genelde görmeye alıştığımız gençlere hiç benzemeyen bu insanların meşakatli hikayelerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Ailecek öylesine keyifli, öylesine disiplinli çalıştılar ki ;
Sonunda ortaya çıkan eser gerçekten övülesi bir tekne oldu. Burhan Özatalay ile tekne yapma fikrinin ortaya çıkmasını
ve Dalgacı’nın yapım sürecini konustuk.
Bize kendinden bahseder misin?
İzmir doğumluyum fakat Manisa'da büyüdüm hatta üniversite dahil olmak üzere Manisa'da okudum. Celal Bayar
Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezunum. Bölümün hiç bana göre olmadigini girer girmez fark ettim, bitirmem de sekiz yıl sürdü zaten. Kendime alternatif işler ararken Kuşadası’nda tüplü dalışa başladım.2008 yazında bir sezondan sonra diğer yıl Bodrum'da bir teknede eğitmen olarak çalışmaya başladım. Bu arada lazım olur diye gemici belgemi de aldım.
Özdere’de eğitmenlik yaparken tekne yapma fikri netleşmeye
başlamıştı. Babamla daha önceleri bu fikri konuşmuştuk fakat kendime güvenemiyordum.Daha sonra eşim Ahu da projeye destek verdi.Ben imalat işinden hiç anlamıyordum başlarda. Bu yüzden komuta babamdaydı.Babamla birlikte çizim işleri için Levent ve Mert Çalışkan ile konuştuk.Maxsurf adlı
programla yaptığı çizimleri getirmeye başladı.O yıl kasım ayında
askerde olduğum için bu aşamaları biraz uzaktan izledim. Sonunda model olarak Amerikan tipi trawler’a kara verdik ve Levent bize gerekli verileri çıkardı.Tutkunu olduğum motosikletimi ilk sermaye olarak koyduk.Şubat ayında
motosikletimin satılmadının ardından babam poliesterden eğrileri dökmeye başladı.
Hikayeni dinlerken senin yaşındaki halimiz aklıma geldi.
Birçok şeyden vazgeçerek ilk yelkenlimizi alışımız ayrı
bir hikayedir, kardeşim Volkan' ın ruhu şad olsun.Denizi
Çok seven bir arkadaşımız da 30 yıl önce ev eşyalarını
satmıştı parasını tamamlayabilmek için. Gerçekten
önemsediği bir ilgi alan için insan birçok şeyden
kolayca vazgeçebiliyor. Siz buna nasıl cesaret ettiniz?:
Kendimi bildim bileli deniz benim için farklı bir yerdedir.
Babam Foça’ya taşınmadan önce, Manisa da kendi imalathane
filikadan bozma yelkenli (limandaki küçük Tutku teknesi
imalatına başlamıştı. Ama iş yoğunluğu nedeniyle kabuğu
Manisa'da bitirdiği tekneye ancak emekli oldugunda buradaki
Kaleli Tersanesi'nde devam edebildi. O tekne sayesinde denize
farklı açıdan bakmaya başlamıştık.
Bence denizcilik yelkenli tekne demekti fakat amacımız
poliesterden dengeli bir dalış teknesi yapmak olduğu
için ve bu işin yelkenli bir tekneyle yapılabilmesi mümkün olmadığı için(en azından bu boyutlardaki bir yelkenliyle) trawler'da karar kıldık.
Böylesi bir babaya sahip olduğun için şanslısın tabii ki…
Askerden mayıs ayında geldigimde teknenin eğrileri
kurulmuş ve tam olmasa da kabuğun altı birleştirilmeye
başlamıştı. Benim tekne imalatıyla ilgili henüz hiçbir
bilgim yoktu. Vasıfsız işçi olarak işe başladım. Gençlik
yıllarından beri türlü tamir işinş yaptığı için babamın
bilgi birikimi vardı. Emekli olmadan önce plastik enjeksiyon
imalathanesinin sahibiydi.
Tekneye Kaleli Tersanesi'nde Mustafa abilerin emektar
teknesi Pamuk'un yanında başladık. 2011 Ekim ayına kadar orada devam ettik. Ciddi bir is planı yapamamıştık.Bu yüzden inşa süreci kimi zaman kararsızlıktan kimi zaman hava şartlarından kimi zaman maddi sıkıntılardan dolayı duracak hale geldi. Tersanede kapalı bir alanımız olmadığı için yağmur ve rüzgar
bizi çok etkiledi.
Tekneyi 29 ayda denize indirdik, ilk üç ay dışında her
aşamadında bilfiil bulundum. Bu iki senede poliester,
elektrik-su tesisatı,. Boya-macun, demircilik, hidrolik,makine
konusunda hızlandırılmış bir okul okudum diyebilirim.Hiç ara vermedik çünkü biliyorduk ki iki gün ara versek işten soğuyabilirdik.
Sıkı çalıştık demekte çok haklısınız,
tersaneye giderken eşimle sizi her
gün görüyor, çok takdir ediyorduk.
İnşa sırasında ne tip zorluklar
yaşadınız?
Çalışma ortamımız profesyonel olmadığı ve işin süresi tahminimizi aştığı için hobi gibi başladığımız proje külfete
dönüşüyordu. Sinirler gerildi, ufak tefek tartışmalar bile yaşadık.
Tekneyi denize indirmeye karar verdiğimizde tüm tesisat işlerine
baslanmış ama hiçbiri sonlanmamıştı.Son bir hafta tuvalet, su olmamasına
rağmen Ahu’yla teknede yaşamaya başladık. Çok heyecanlıydık ama kafamızda bir çok soru işareti vardı, belki de boşa harcanan ciddi bir zaman ve paraydı.
Tekneye dalış okulu fikriyle başladık fakat Foça'da sırf bu işin yetmeyeceğini düşünerek yatılı tur ve dalışı bir araya getirmeye karar verdik. Bunun için teknenin üst kısmını normal dalış teknesi gibi açık yapmaktan vazgeçtik. Motoryatlardaki gibi salon ve mutfağı yukarıya alıp aşağıyı iki kişilik üç kamaraya dönüştürdük. Bunlar maliyeti çok artırdı tabii çünkü daha iyi hizmet verebilmek icin her seye özen göstermeye başladık.
Tekneyi 12 Haziran'da indirdik, daha sonra limanda bize bir yer verdiler ve içerideki çalısmalara orada devam ettik.Hatta çok gürültülü işler olduğunda tekneye Jeneratör alıp, açıkta işlerimizi yaptık. Yani şartlar daha zorlaşmıştı. Bu arada denize elverişlilik gibi birçok evrakımız eksikti. Ama tonilatosunu (bağlama
ruhsatnamesini) çıkartmıştık. Devlet 15 metreye kadar kendi yaptığın tekneye proje göstermeksizin beş yıl satmamak şartıyla ruhsat verebiliyor. Bir nevi teşvikmiş. Biz de bundan yararlandık
ve teknenin boyunu 14,85 metreyle sınırladık.
Tekneniz hem işyeri hem yuvanız değil mi?
Tabi ki.İlk seyirlerimize gecelemek üzere arkadaşlarımızla çıktık ve eksiklerimizi gördük.Suya atılmadan bir hafta öncesinden teknede yaşamaya başladık ve bir daha eve çıkmadık.Turlara başladığımız gün babam emekli oldu diyebilirim,şimdi sadece fikren çalışıyor.Şimdi tüm işler bende,Ahu’da ve Ahu’nun katdeşi Ata’da.
Tekneyi ilk suya attığımızda teknenin su hattı tahmin ettiğimizden altta kaldı.Platform suyun altında kalıyordu.O günlerde tekneyi tekrar karaya almayı düşündük fakat sezonda biraz aha kullanıp diğer eksiklerini de gördükten sonra karaya alırız diyerek fikir değiştirdik.Doğru yapmışız heralde.Geçen yaz hafta sonlarını hiç pas geçmeden ekim ayına kadar çalıştık.İlk etapta biraz acemiydik fakat kısa zamanda alıştık yeni işimize ve evimize.
Yeni sezonda teknenizde ve hizmet alanınızda ne gibi yenilikler olacak?
Gecen yıl sezon sonunda Aralık gibi tekneyi karaya aldık ve eksikleri tamamlamaya başladık. Bu arada tekneyi suya indirdiğimiz günden kamaralarda pek bir şey yapılmamıştı. Yani biz yatılı tura hazır değildik,maddi sıkıntılardan dolayı dalış ekipmanı alamadığımız için sadece tekneyle kapalı tur yaptık, yani kiraladık.
Karaya aldıktan sonra biz yine teknede yaşamaya (yani tersanede) devam ettik.Dört ay boyunca sıkıntılı ve özverili bir
dönem geçirdik . Bu arada kamaralardan birini bitirdik, platformu yukarıya aldık.Arka tarafı dalış için açık bırakmıştık ve daha sonra gözümüze hoş gelmemişti.
Tekne üzerindeyken gözleriniz dünyayı görmeden çalıştığınıza şahidim . Ama çok keyiflisiniz…
Ahu anaokulu ve branş öğretmeni ama ben tek başıma yetişemeyeceğimden dolayı sadece drama ve orff derslerine girerek haftanın altı gününde bana yardım etti.Bu sezon teknemizi 27 Mart’ta suya indirdik ve çalışmaya devam ediyoruz.
Son dört gündür gündüzleri tekne tamiratı yapıyor, akşamları tura çıkıyoruz.
Önünüzün açık olduğu kesin.Azim ve sevgiyle çalışınca başarılı olmamanız için bir neden yok gibi.Etrafınızdaki gençlere de denizi sevme, denize ve doğaya saygı gösterme konusunda örnek olursanız sizlerden başka ne isteyebiliriz ki.
*Özatay'lara Facebook ve instagram Dalgacı Boat adresinden ulaşabilirsiniz ulasabilirsiniz
AMERİKAN TİPİ TRAWLER'LARDAN ESİNLENEREK ÇİZİLEN VE BİR AİLENİN GAYRETLERİYLE İNŞA EDİLEN DALGACI, EKMEĞİNİ DENİZDEN ÇIKARANLARDAN... ÖZATALAY AİLESİNİN ÖNCE HOBİSİ SONRA EVİ, İŞİ VE HAYATI OLAN BU TEKNENİN HİKAYESİNİN ANA FİKRİYSE AZMİN GÜCÜ. Yazı:ARZU VARICI ERSOY Naviga